• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=100001891930624
  • https://twitter.com/Suleymanshen
  • https://www.instagram.com/ders.cografya
  • https://www.youtube.com/@cografyatvsuleymansen
Menü Başlıkları
Tanıtım/reklam




Takvim
Tanıtım-Reklam

Tanıtım/Bilgilendirme

ROL OYNAMA-YARATICI DRAMA

ROL OYNAMA

Rol oynama yöntemi, öğrencilerin kendi duygu ve düşüncelerini başka bir kimliğe bürünerek ifade etmelerini sağlayan bir öğretim tekniğidir. Bir fikir, durum, sorun ya da olay bir grup önünde dramatize edilir. Grubun üyeleri yalnızca dinlemek ya da tartışmak yerine olayın nasıl oluştuğunu izler ve konunun ayrıntısına inerler. Rol yapma, eskiden beri öğretim amacıyla kullanılması önerilen tekniklerdendir. Rol yapmada birey, gerçek rolünden ve duygularından sıyrılıp kendini bir başkasının yerine koyar. Ya da belli bir durumda ne yapacağını ve neler hissedeceğini hareketlerle gösterir. Rol oynama yönteminde ders konusu ile ilgili bir fikir, durum, sorun ya da olay, bir grup öğrenci tarafından yine bir grup öğrenci önünde dramatize edilir. Rol oynama sayesinde öğrenciler, başkalarının kimliğine bürünerek onların nasıl düşündüklerini, nasıl hissettiklerini ve nasıl davrandıklarını anlamaya çalışırlar.

 

 

Rol Oynama Yöntemini Etkili Kullanım için Rehber İlkeler:

1) Rol oynama yönteminin başarılı olabilmesi için, uygulamadan önce yapılacak etkinliğin ayrıntıları iyi belirlenmeli ve söz konusu etkinlikte görev alacak öğrencilerin seçimine özen gösterilmelidir.

2) Rol oynama yönteminin uygulanmasında görev alacak öğrencilere canlandıracakları roller hakkında bilgiler detaylı verilmeli ve onlara bu rolleri prova etmeleri için gerekli zaman tanınmalıdır.

3) Rol oynama yönteminin başarısı için, canlandırılacak durumun veya olayın seçiminde öğrencilerin de söz sahibi olmaları gerekir.

4) Rol oynama yönteminde, sınıf ortamı rol oynamaya müsait olacak şekilde düzenlenmelidir.

5) Rol oynamanın sonunda, sınıfta oyuna ilişkin olarak mutlaka bir tartışma ortamının oluşturulması gerekir.

 

 

Rol oynamanın faydaları

1. Yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirir.

2. Zihinsel kapasiteyi geliştirir.

3. Kişiliğin gelişmesine katkıda bulunur.

4. Bağımsız düşünme ve karar vermeyi geliştirir.

5. İletişim becerilerinin gelişmesini sağlar.

6. Duyguların farkına varılması ve ifade edilmesini sağlar.

7. Sosyal farkındalığın artmasını ve problem çözme yeteneğinin gelişmesini sağlar.

8. Estetik ve sanatsal duyarlılığın artmasını sağlar.

9. İşbirliği içinde çalışma yeteneğini geliştirir.

10. Çocuğun rahat hareket etmesine yardımcı olur.

11. Çocuğun konuyu daha kolay öğrenmesini sağlar.

12. Öğretmenle çocuklar arasında daha olumlu etkileşim sağlar.

13. Üst düzey düşünme becerilerini geliştirir.

14. Hoşgörülü olma duygusunu geliştirir.

15. Arkadaşlık ilişkilerinin gelişmesini sağlar.

16. Bedensel hareketleri daha uyumlu olur.

17. Bilgi edinme ve öğrenme isteği artar.

18. Sınıfta yalnızlık hisseden çocuklar diğer çocuklarla kaynaşır.

 

 

Rol oynamanın eksik yönleri

1. Drama etkinliklerinin titizlikle plânlanması gerekmektedir. Herhangi bir  noktada meydana gelecek yanlışlık, öğrencinin gerçekçi bir durumu sergileme yeteneğinin tıkanmasına sebep olabilir.

2. Sorun, dramaya katılan kişilerle yakından ilgili olmalıdır. Bazı konu alanlarında gerçekçi paralelliklerin gözlenmesi güçtür.

3. Dramada tartışma sorun üzerinde odaklanmalıdır. Durumdaki dostane ilişkiler etkili bir biçimde oluşturulmadığında oyuncuları eleştirme eğilimi ortaya çıkabilir.

4. Küçük grup gerektirir, sınıfın tamamı görevlendirilemez.

5. Fazla zaman gerektirir.

6. Bazı öğrenciler karakterleri ya da olayları anlamakta güçlük çekebilirler.

7. Yetenekli öğrenciler durumu tekelinde bulundurabilirler.

8. Öğrenciler rolleri oynarken sık sık aşırıya kaçarlar. Bu durum sınıf atmosferini bozacağı gibi öğrenmeyi de olumsuz etkiler.

9. Çekingenlik ya da konuşma problemleri gibi beceri eksiklikleri olan öğrenciler için iyi bir yöntem olmayabilir.

10. Katılan her öğrencinin yaratıcılığını gerektirir.

11. Amaçları açıkça belirtilmezse yalnızca bizzat faaliyete katılanlar için yararlı olur.

 

 

Rol oynamanın aşamaları aşağıdaki tabloda sınıflandırılmıştır:

1. Aşama

Grubu Isındırma

• Problemi tanımlama ve tanıtma

• Problemi açıklığa kavuşturma

• Yorumlama ve araştırma

• Rol yapmayı açıklama

2. Aşama

Katılımcıların Seçimi

• Rolleri analiz etme

• Oyuncuların seçimi

3. Aşama

Sahneyi Hazırlama

• Hareketleri kararlaştırma

• Rolleri açıklama

• Problem durumunun içine girme

4. Aşama

Gözlemcileri Hazırlama

• Neyi arayacağına karar verme

• Gözlem işleri verme

5. Aşama

Rol Yapma

• Rol yapmaya başlama

• Rol yapmaya devam etme

• Rol yapmayı bırakma

6. Aşama

Tartışma ve Değerlendirme

• Rol sürecini gözden geçirme

• Odaklaşılan konuyu tartışma

• Sonraki rolü geliştirme

7. Aşama

Tekrar Oynama

• Gözden geçirilen rolleri oynama, sonraki aşamalar ve davranışlarla ilgili seçenek önerme

8. Aşama

• 6. aşamadakileri tekrarlama

9. Aşama Yaşantıları Paylaşma ve Genelleme Yapma

• Problem durumlarını gerçek yaşantılarla ve var olan problemle ilişkilendirme. Davranışın genel ilkelerini araştırma

 

 

 

Banka Sırası

Konu: Toplumsal Hayatın Kurallarına Uyarım, Sorumluluk, Kul hakkı

Teknik: Yaratıcı drama

Süre: 20 dk.

Hedef ve Davranışlar:

1. Toplumsal hayatta başkalarına karşı saygılı davranışlar geliştirmesi gerektiğine inanır.

Etkinlikler:

           Öğretmen sınıfa girer ve “Çocuklar bugün sizinle günlük hayatta çok sık karşılaşılan bir durumu canlandıracağız” der.

Öğretmen, çocuklar! İnsan toplumsal bir varlık olarak yaratılmıştır. Bu nedenle insanlar toplum hâlinde yaşamak durumundadır. Toplumda huzurun sağlanması için de her vatandaşın uyması gereken kurallar vardır şeklinde konuya giriş yapar.

Öğretmen canlandırma için sınıftan gönüllü 10 öğrenci seçer. Bu öğrencilerden 5 tanesi, bankada sıra bekleyen insanları canlandırır. Diğer Öğrencilerden biri banka memuru, 4’ü ise sırayı bozan ve insanların hakkına tecavüz eden, huzuru bozan kişiler olacaktır. Banka memuru olan bir masanın arkasına oturur. Diğer öğrenciler önünde sıra olur diğer 4’ü de sırayı bozan kişilerdir. Sırayı bozan kişiler farklı tiplemelerde gelebilirler. Sıradaki öğrenciler de bu kişilere karşı tavırlarını gösterirler hatta oyun kavga rolüne kadar gidebilir.

Örnek Uygulama 1

1. Sırayı Bozan Kişi: Bir dakika çok acele bir işim var hemen şunu halledip gideceğim.

Sıradakiler: Lütfen! Sıraya geçer misiniz biz de kaç saattir bekliyoruz, bizim de acelemiz var (Onu sıranın arkasına gönderirler).

2. Sırayı Bozan Kişi: (Yaşlı bir teyze rolünde) Sıranın en önüne geçer ve “Bir dakika evladım sadece bir şey sorup gideceğim”

Sıradakiler: Yaşlı olduğu için teyzeye ses çıkarmazlar.

3. Sırayı Bozan kişi: Sıranın en önüne geçer; burası benim sıram bir işim vardı onu halletmek için ayrılmıştım.

Sıradakiler: İyice sinirlenirler.

4. Sırayı Bozan Kişi: Hiçbir mazeret belirtmeden sıranın en önüne durur ve itirazlara aldırmaz, böylece kavga patlak verir.

5. Banka memuru rolünde ki öğrenci: (sıradakilere aldırış etmez başka işlerle uğraşır, sıradaki insanları gereksiz yere bekletir, sorumluluğunu tam olarak yerine getirmez)

Tartışma:

Öğretmen oyun sonunda öğrencilerin duygu ve düşüncelerini alır.

- Bu kişiler sırayı ihlal edince neler hissettiniz?

- Sırada beklerken birinin sıranızı alması nasıl bir duygu?

- Çok kızdınız mı?

- Günlük hayatta böyle şeyler başınıza geliyor mu?

- O zaman ne yapıyorsunuz?

- Böyle kişiler insanların hakkına mı giriyor? Neden?

- (Sırayı bozanlara) böyle bir davranışı yaparken hiç utanma hissettiniz mi?

- Günlük hayat da böyle alışkanlıklarınız var mı?

- Bu şekilde kurallara uymayan kişiler, topluma nasıl zarar verebilir?

Değerlendirme:

1- Toplumsal hayatın kurallarından bazılarını sayınız?

2- Toplumda huzurlu ve mutlu olabilmek için nelere dikkat etmeliyiz?

NOT: Bu çalışma için öğretmen önceden rollerin yazılı olduğu çalışma kağıtları hazırlayabilir. Bu kağıtlarda roller yazılı olabilir ve çocuklar istedikleri rolleri seçerek canlandırma yapabilirler.

 

ROL OYNAMA (DRAMATİZASYON) METODU


Rol oynama yönteminde bir fikir, durum, ya da olay, bir grup önünde dramatize edilir. Grubun üyeleri yalnızca dinlemek ya da tartışmak yerine, olayın nasıl oluştuğunu izler ve konunun ayrıntılarına inerler.

Rol oynama yöntemi özel bir değere sahiptir. Çünkü bu yöntemle öğrenciler, başka bir kimliğe, kişiliğe bürünür, başkalarının nasıl hissettiğini, düşündüğünü ve etkinlikte bulunduğunu anlama imkânına sahip olurlar. Rol oynama yönteminde öğrenciler bir tepkiyle karşılaşmaksızın ve cezalandırma tehlikesi olmaksızın bir başkası gibi hisseder, düşünür ve davranırlar. Daha önemlisi özel sorunlarını bir bunalım hissetmeksizin tartışabilirler.

Sosyal hayat içinde ortaya çıkabilecek çeşitli durumları, öğrencilerin oyuncu olarak katıldıkları çeşitli sahneler içinde ortaya koymak ve dersi bunun üzerine bina etmek demektir.

İnsan hayatında hayal gücünün en hür ve yaşama hâkim olduğu dönemler, çocukluk dönemleridir. İnsanlar, hayatlarındaki en iyi tiyatro oyunculuğunu çocukluk dönemlerinde yaparlar. Her çocuk mükemmel bir tiyatro oyuncusudur. Örneğini bir kere gördükten sonra oynayamayacağı rol yoktur. İnsan büyüdükçe rol oynama alanlarını daraltmaya başlar. Dolayısıyla eğitim-öğretim sırasında da çocukların bu özelliğinden faydalanmak gerekir.

Drama metodu, çocuk hayatında çok önemli bir yer tutan oyun yeteneğinin kontrollü bir şekilde eğitim hayatına aktarılması demektir. Bu metodu iyi kullanmak için öğrencilerin bilgisi kadar yaratıcılıkları da çok önemlidir.


ROL OYNAMA METODUNDA KULLANILAN TEKNİKLER
• Informal drama: Belli karakterleri öğrencilerin hazırlık yapmadan hemen canlandırmaları demektir. Burada bir sınırlandırma yapılmadığı için tamamen öğrenci yaratıcılığına dayanmaktadır. Burada kostüm ve dekor gereksizdir. Meselâ, bir trafik kazası, bir hastalık, işsizlik v.s. gibi konular hemen canlandırılıp üzerine ders anlatılabilecek konulardır.
• Rol oynama (role playing): Burada da, öğrencilerden kendilerine verilen bir rolü oynamaları istenir. Ancak burada öğrenci (kitap, filim, ansiklopedi gibi kaynaklardan) belli bir hazırlık yaparak o rol hakkında kendi kendine bir senaryo geliştirir, role daha sağlam bir kişilik kazandırır. Meselâ, uyuşturucu kullanma üzerine bir gösteri yapılacaksa, burada bir dizi ön hazırlığın yapılması gerekmektedir. Gerekirse uyuşturucu kullananlarla da görüşme yapılabilir.
• Formal drama: Burada öğrencinin oynayacağı rol tamamen öğretmen kontrolünde ve bir yazılı senaryoya bağlıdır. Oyunda kostüm ve dekor kullanılabilir. Okul temsilleri bu tip drama tekniğine girer.
• Kukla: Bütün dünyada çocukların en sevdiği drama türlerinden biri de kuklalardır. Burada kukla, çok değişik teknikler kullanılarak öğrenciler tarafından geliştirilir ve kişi kuklaların arkasına saklanarak söylemek istediği birçok sözü, vermek istediği birçok mesajı buradan verebilir.
• Pandomim: Duygu, düşünce ve olayları sözsüz olarak, sadece el, kol, yüz ve beden hareketleriyle anlatma demektir. Yemek yeme, yüz yıkama, trafik v.s. gibi birçok durumlar bu sözsüz tiyatro yolu ile de öğrenciye gösterilebilir.
• Parmak oyunu: Özellikle okul öncesi ve ilkokul döneminde bazı şiir ve hikâyelerin parmak hareketleri ile dramatizasyonudur. Yarım bırakılmış hikâyeler (Devamı nedir?): Öğrencilere belli bir olay bir yere kadar anlatılır ve ondan sonrasının nasıl devam edebileceği veya etmesi gerektiği öğrencilere sorulu. Öğrenciler de drama yolu ile o hikâyeyi tamamlamaya çalışırlar. Birçok davranış geliştirme ve problem çözme olguları bu teknik içinde rahatlıkla verilebilir.

FAYDALARI

• Öğrenciler bizzat katıldıkları ve hoşlandıkları eylemlerden daha fazla tecrübe edinirler.
• Öğrenciler hislerini ve tutumlarını açıklama imkânına sahip olurlar.
• Öğrencilerin yaratıcı tutum ve davranışları gelişir.
• Öğrencilere durumu yalnızca kavrama yerine aynı zamanda hissetme imkânı sağlar.
• Öğrenciler derse iyi güdülenirler.
• Öğrenciler yüz yüze gelecekleri gerçek durumlar için hazırlanırlar.

 

Yaratıcı Drama

Türkçe’de tam bir karşılığı bulunmayan “drama” sözcüğü, Yunanca’da yapmak, etmek, eylemek anlamında kullanılan “dran” sözcüğünden türetilmiştir. Yine, Yunanca bir sözcük olan “dramenon”un seyirlik olarak benzetmecisi biçimindeki kullanımı “drama”nın eylem anlamını üstlenir (1). Tiyatro bilimi çerçevesi içinde drama; özetlenmiş, soyutlanmış eylem durumları anlamını taşır. Türkçe’de kullandığımız “dram” kavramı ise, Fransızca’da sonu “e” ile biten “drame” sözcüğünden gelir. Fransızca’daki sözlük anlamı “burjuva tiyatrosu” olan bu kelime, halk dilinde “acıklı oyun” anlamında kullanılagelmiştir. Oysa, dramatik olan ya da drama, insanın her türlü eylem ve ediminde yer almaktadır. Daha ayrıntılı bir tanımla: “İnsanın, insanla giriştiği her tür dolaysız ilişki, etki-tepki alışverişi, araçla oluşan en az düzeyde bir etkileşim bile dramatik bir durumdur. Bu durum nesneler arasında bile saptanabilir. Söz gelimi bir manzarada da ‘dramatiklik’ söz konusu olabilir.” (1).


İnci San yaratıcı dramayı şöyle tanımlar: “Yaratıcı drama; doğaçlama, rol oynama v.b. tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlanılarak, bir grup çalışması içinde, bireylerin bir yaşantıyı, bir olayı, bir fikri, kimi zaman bir soyut kavramı ya da bir davranışı, eski bilişsel örüntülerin yeniden düzenlenmesi yoluyla ve gözlem, deneyim, duygu ve yaşantıların gözden geçirildiği ‘oyunsu’ süreçlerde anlamlandırması, canlandırmasıdır. Ancak, yaratıcı eğitsel drama çalışmaları 1) tiyatro yapmak 2) oyunculuk değildir.” (1)

Yaratıcı drama, tiyatro formlarından da yararlanan bir disiplindir. Özünde “oyun” kavramı bulunur. Ancak, drama olgusu bir tiyatro ya da oyunculuk örneği sergilemek de değildir. Yazılı bir metni yoktur. Sahneye koymak gibi temel bir amacı olmadığı halde, istenirse yapılan çalışmalar çok fazla değiştirilmeden gösteriye sunulabilir.
 

Bir çocuk için vazgeçilmez bir unsur olan “oyun”, dramanın çıkış noktasıdır. Oyunların çeşitliliği ve çok yönlülüğü, bu alana ilişkin getirilen tanım ve yaklaşımların da çeşitlilik kazanmasını sağlamıştır. Örneğin, Alman Scheuerel’e göre (1981), oyunun altı ana aktivitesi vardır:

- Özgürlük,
- İçsel sonsuzluk,
- Öyleymiş gibi yapma,
- İkili değer,
- Kapalı bütünlük,
- Şimdiki zaman (2).

Norman ise dramayı şöyle tanımlar: “Drama çağrışımların, duyguların, bilgi ve deneyimlerin özgürleştiği bir ortamın sağlanmasıdır. Drama etkinliği, drama yaşantısının somut olarak duyumsanmasıyla kişinin evrensel, toplumsal, moral etik ve soyut kavramları anlamlandırmasıdır.” (1).

ABD’de “Creative Drama” (Yaratıcı Drama), İngiltere’de “Drama in Education” (Eğitimde Drama), Federal Almanya’da “Okul Oyunu”, “Oyun ve Etkileşim” (Schulspiel, Spiel un Interaktion) olarak isim bulan “Eğitimde Yaratıcı Drama” alanında; sınıfta uygulanan ilk drama dersi niteliği taşıyan ve bir köy öğretmeni olan Harriet – Finloy Johnson’a ait uygulamaları görmek mümkün. Bu ilk drama dersi niteliğindeki uygulama bir tür “make believe play” (öyleymiş gibi yapma)’dır (1911).

1921’de John Dewey’in çocuk merkezli eğitim anlayışı ve oynayarak davranış geliştirme (acting behavior), bireyi edilgenlikten kurtaran, bireyin kendisini ifade etmesine olanak sağlayan etkin bir oyun alanı doğuruyordu. Üründen ya da sonuçtan çok, sürece önem verilen bu yaklaşımda, yola çocuk oyunlarından çıkılmıştı.

1954’te Peter Slade, Finlay Johnson’ın “make believe play”ine doğallık boyutunu da katarak, kendiliğindenlik (spontaneity) ögesinin ve bugün kullandığımız anlamda doğaçlama tekniğinin işin içine girmesine ön ayak olmuştur. Kendiliğindenlik öğrencide dikkat yoğunluğunu, duyarlılığı ve imgeleme gücünü geliştirecekti. Rol yapma değil, yaşamsal beceri kazanma önemsenmeye başlanmıştı. 60’larda ise yeni eğilim “kendini bulma” idi. 1967’de Brian Way, sınıfta dramaya duyusal yaşantıları ekledi. Way’in getirdiği yeni parola ise “bireyin bireyselliğini ön plana çıkarması” oldu.

1970’lerde Dorothy Heathcote, dramayı yeniden yapılandırdı ve tanımladı. O, diğerlerinden farklı olarak, çocuk ve ergenlere kendilerini ifade etme fırsat ve özgürlğünü hemen vermedi. O’na göre, birey önce kendini ifade etmeye hak kazanmalı ve bağımsızlığı için biraz uğraşmalıydı. Heathcote, bu düşünceleriyle otoriter görünebilir, ama o bu yolla öğrencilere güçlerini kullanmayı yavaş yavaş öğretmeyi hedef almıştır. Tabii bu yüzden, “Bu drama mı?”, “Bu yaratıcılık mı?”, “Bu eğitim mi?” gibi soruları ve tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Ancak, Heathcote’un çalışmalarında duyulan duygular ve coşkular gerçek duygulardı ve öğretmen bunu sağlamak için gerçekten rol yapıyordu (3).

Böylece, eğitimde drama tarihinde, öğrencilere gerçek yaşantılar yaşatma dönemi başlamış oldu. Sonrasında, Nickel “Engelsizce yaratıcı olabilmek için kendi kişiliğini tanımış olmak ve klişeleşmiş düşünce biçimini bir yana bırakabilmek gerekiyor.” (3) yorumunu getirdi.
Buradan hareketle, eğitimde yaratıcı dramanın Türkiye’deki tarihsel sürecine bakacak olursak, Cumhuriyet’in ilk yıllarında İ. Hakkı Baltacıoğlu’nun “okulda tiyatro” anlayışı ile daha önce kullanılan “dramatizasyon” tekniğine getirdiği yenilikleri görebiliriz. Ancak Türkiye’de çağdaş bir yaklaşımla ele alındığı tarih 1980’lerin başına rastlar. Bu yıllarda sanat eğitimi ve tiyatro alanlarında İnci San ile Tamer Levent’in çalışmaları dikkat çekmektedir. Yapılan çalışmalara bağlı olarak, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitim Ana Bilim Dalı ve 1990’da Çağdaş Drama Derneği’nde, eğitimde yaratıcı drama çalışmaları başlatılmıştır ve eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği ve okul öncesi öğretmenliği programlarında zorunlu ders olarak yer almıştır (4).

Yaratıcı Dramanın Öğeleri

Drama Lideri: Çalışmaya rehberlik eden kişidir. Bir lider değişime açık, gelişmeye elverişli, esnek bir kişiliğe sahip olmalıdır. Mesleki formasyona sahip, psikoloji, gelişim psikolojisi, tiyatro, müzik, plastik sanatlar, oyun ve tiyatro pedagojisi gibi alanlarda yeterli olmalıdır. Ancak, gözlem becerisi gelişmiş, yaşanılan olayları anında analiz eden ve sentezleyen, gruba hakim ve anında yeni çözümler bulabilen bir lider etkin olduğu zaman grup tarafından kabul görür.

Oyun Grubu: Öğrenmeye istekli ve katılım için gönüllü olmalıdır. Bireylerin hepsi farklı deneyimlere ve özelliklere sahiptir. Ortak öğrenme kanalında var olmalıdırlar. Grup dinamiğinin oluşmasında her birey etkin gelişime ve değişime yatkın olmalıdır.

Uzam: Etkin bir kullanım alanıdır. Parke halı v.b., ayakkabının zorunlu şartlar dışında kullanılmadığı, her türlü eyleme ve olası gürültülere olanak sağlayan ve gerektiğinde sergileme şansını elde edebileceğimiz bir mekandır.

Arama Etkinliği: Baştan belirlenen hedefler doğrultusunda, liderin insiyatifinde zaman zaman değişimlerin yaşandığı, grubun etkin rol aldığı, her bir birey için (kimsenin göz ardı edilmediği) var olan bir mekandır (5).

Eğitimde Yaratıcı Dramanın Önemi

- FARKINDALIK KAZANDIRIR,
- Bağımsız düşünmeyi sağlar,
- İşbirliği yapabilme özelliğini geliştirir,
- Sosyal ve psikolojik duyarlılık yaratır,
- Dört temel dil becerisini (konuşma, dinleme, okuma, yazma) geliştirir,
- Sözel olmayan iletişimin öğrenilmesini sağlar,
- Yaratıcılık ve estetik gelişimi sağlar,
- Etik değerlerin gelişmesine olanak sağlar,
- Kendine güven duyma, karar verme becerilerinin gelişmesini sağlar,
- Kaslarını hareket ettiren yeni yöntemleri bulmayı, denemeyi ve bedenini çok yönlü geliştirmeyi sağlar,
- Hata yapma korkusu olmaksızın yeni davranışlar geliştirmeyi sağlar,
- Sanat formlarına duyarlılık göstermeyi sağlar,
- Duygunun sağlıklı ve kontrollü boşalımına olanak verir,
- Kendini tanımayı sağlar.,
- Kendini ifade etmede güven kazandırır,
- Bilgiye ulaşmaya ve onu kullanmaya istekli duruma getirir (6).

Yaratıcı Dramanın Aşamaları

1. Isınma: Çeşitli yöntemlerle beş duyuyu kullanma, gözlem yetisinin geliştiği, bedensel ve dokunsal alıştırmaların yapıldığı, tanışma, etkileşim kurma, güven ve uyum özelliklerini katılımcıya kazandıran ve oldukça kesin kurallarla belirlenen, grup liderinin yönlendiriciliğinde yapılan çalışmadır.

2. Oynama (Pandomim ve rol oynama): Belirlenmiş kurallar içinde özgürce oyun kurma ve geliştirme çalışmalarından oluşur. Yaratıcılık bu aşamada oldukça önemlidir.

3. Doğaçlama: Saptanan bir tema üzerinden yola çıkılarak, bir hedefe doğru belli aşamalarla yol alınır. Bireyselliğin ve yaratıcılığın ön plana çıktığı çalışmalardır.

4. Oluşumlar: Sürecin nasıl gelişeceği ve nereye varacağı önceden belirsizdir. Süreç, önceden belirlenmiş bir noktadan başlar (2).

Bu aşamaların her birinin sonunda grup üyeleri ile tartışmanın yapılması çalışmalar için oldukça önemlidir (Adıgüzel).

Yaratıcı Dramaya Ait Bazı Kavramlar

a) Yaratıcılık: Genel olarak yaratıcılık, daha önceden kurulmamış ilişkileri kurabilme, böylece yeni bir düşünce şeması içinde, yeni yaşantılar, deneyimler, yeni düşünceler ve yeni ürünler ortaya koyma durumudur (1).

Graham Wallis’e göre bu süreç dört ana bölümden oluşur:
1. Hazırlık dönemi,
2. Kuluçka dönemi,
3. Aydınlanma dönemi,
4. Gerçekleşme ya da doğrulama dönemi.

b) Dramatik Oyun: Çocukların çevrelerinde keşfettikleri tüm karakterleri ve hareketleri taklit ettikleri özgür bir ortamda oynanan oyundur. Oyunun süresi belli değildir. Temel olarak öykünmeye (taklit) dayanır. Örneğin; evcilik, doktorculuk yapılandırılmış çocuk oyunlarıdır. Çocuğun doğal gelişim evrelerinde ortaya çıkar.

c) Dramatizasyon: Drama gibi bir eylemselleştirmedir. Rol oynama yöntemi ile iç dramaların görselleştirilmesdir. Bir konu, bir olay ya da durumun roller verilmesi yoluyla hareket, mimik, jest ve seslerle canlandırılmasıdır.

d) Rol Oynama: Film ya da tiyatro oyunundaki karakterlerin aynı biçimde canlandırılması değildir. Başta öykünme olsa da, ama henüz yaşanmamış roller üstlenerek, yaşamın daha ilerdeki aşamlarına hazırlanmaktır.

e) Doğaçlama: Genellikle “anında oluşan” anlamında kullanılsa da, daha çok belirli bir hazırlık sürecini barındıran doğaçlama; büyük ölçüde grup dinamiğinden yararlanılarak oluşturulan rol oynamalar, oyunlar ve süreçlerdir (5).

f) İletişim: Bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma sürecidir. İletişim, katılanların bilgi /sembol üreterek birbirlerine ilettikleri ve bu iletileri anlamlamaya, yorumlamaya çalıştıkları bir süreçtir (7).

Burada, birbirine geçmiş, fakat aralarında büyük farklılıkların ve benzerliklerin bulunduğu iki kavramı da açıklamak gerekir: Drama ve oyun.

1. Dramada belli eğitsel, sanatsal v.b. hedef ve amaçlar vardır ve bunlar lider ya da öğretmen tarafından belirlenir. Oyunda çoğunlukla belli bir amaç olmayabilir.
2. Drama bir grup yaşantısıdır. Oyun tek başına da oynanabilir.
3. Dramada çok kesin kurallar yoktur. Kurallar esnektir. Katılımcıların kendilerinden bir şeyler katmalarına izin verilir. Ödül veya yanlış yapma söz konusu değildir. Oyunlarda en basitten karmaşığa kadar birtakım kurallar vardır. Kurallara uymayanlar oyun dışında bırakılabilir.
4. Dramanın bir başlangıç ve sonuç bölümü olmayabilir. O anda yaratılır. Ortaya çıkan ürün ilk kez oluşur. Oyunda bir başlangıç ve sonuç vardır. Çoğunlukla bir başarı söz konusudur.
5. Dramada doğru – yanlış, güzel – çirkin v.b. yoktur. Sonuç değil, süreç önemlidir. Oyunlarda çoğunlukla sonuç önemlidir.
6. Dramada bir lider (öğretmen) vardır. Grubun kendini keşfetmesine, geliştirmesine, kendini ortaya koymasına rehberlik eder. Oyunda yönlendirici yoktur. Bu görevi daha çok oyunculardan biri üstlenir.
7. Eğitimde dramada, hiçbir zaman, bir şeyi olduğu gibi kabul etme, öykünme söz konusu değildir. Çocuk oyunlarında öykünme vardır.
8. Dramada tekrar vardır. Ancak yapısal anlamda farklılaşma yoktur.
9. Dramada estetik kaygı belirgindir. Bunun için sürecin içinde ve sonunda estetik biçimlere ulaşılabilir. Oyunda estetik kaygıdan çok, rahatlama, enerji boşalımı gibi ögeler yer alır.
10. Drama sürecinde gözden geçirme ve tartışma yer alır. Oyunda ise bu ögeler yer almaz.
11. Drama ve oyunun ortak özelliği ise belli kurallar içinde sonsuz özgürlükler içermeleridir (6).

Drama Araç ve Gereçleri

Araç - gereç ve materyaller, dramanın rol oynama, doğaçlama v.b. tekniklerinde konsantrasyon, yani bireyin odaklaşmasını kolaylaştıran bir ortam sağlar. Olması şart değildir, fakat yerinde kullanıldığında yararlı işlev üstlenir ve her türlü araç - gereç drama etkinliğinde kullanılabilir.   Alıntı

Belki bir gün...
Kendin için,ailen için, devlet için ve hatta dünya için daha da önemlisi insanlık için kendini çok iyi yetiştir, geleceğe iyi hazırlan. Zira bunlardan biri, belki bir gün sana ihtiyaç duyabilir. 
                                   Süleyman ŞEN
VİZYONUMUZ
Dünya'yı bilen, onu önemseyen, barışçıl bireyler yetiştiriyoruz.
MİSYONUMUZ
Görevimiz; rehberi bilim olan, araştıran, sorgulayan, öğrenen ve kendini gerçekleştiren, hoşgörü ve manevi değerleri yüksek, toplumsal çürümeye panzehir olmuş, insanlığın olgunlaşmasını hızlandıran, evrensel değerleri fark etmiş ve içselleştirmiş, yaşanabilir bir dünya taraftarı olan bireylerin yetişmesine katkı sağlamaktır.
Anket
Sizce okul başarısızlığının nedeni nedir?
Hava Durumu
Site Haritası
Kamu Spotu

 

 

 

Tanıtım/Bilgilendirme

ATATÜRK FİLMİ 1-2