TANIM: Yeryüzüne düşen yağışların ve yeryüzündeki suların yer altına sızarak geçirimsiz bir tabaka üzerinde birikmesiyle yer altı suları oluşur. Yeryüzüne düşen suların yaklaşık % 1,5'i yeraltına sızarak yeraltındaki çeşitli çatkaklarda birikirler. Dünyadaki tatlı su varlığının %30,8'ini yer altı suları oluşturur.
Suları yeraltına sızmasında neler etkilidir?
Bir bölgede yüzey sularının yer altına sızmasını kayaç ve toprakların geçirimli olması,
yağış miktarı, yağışların özelliği, arazinin eğimi ve bitki örtüsü gibi faktörler etkiler.
Yeraltı suları saf su özelliğinde midir?
Tamamen saf olmayan yer altı suları, birtakım kimyasal madde ve bileşikler içerir. Milyonlarca yıl kayaçların boşluklarında hapsolmuş Fosil sular, bünyelerinde çok miktarda mineral barındırırlar. Bunun yanında kaynağı magma olan(magmanın soğuyarak kristalleşmesiyle bünyesindeki sular yoğunlaşarak açığa çıkar ve yerkabuğunda hapsolur) sularda vardır ve bu sulara da jüvenil sular denir.
Yeraltısuları nerelerde kullanılır?
Yer altı sularının içme ve kullanma suyu, sulama, jeotermal enerji üretimi gibi birçok alanda kullanılmaktadır.
YER ALTI SULARINA AİT TERİMLER
Akifer:Yer altındaki suyu süzen, ileten ve depolayan ortamlara akifer denir. Kısacası yeraltı su depolarıdır. Akiferler 3 ana gruba ayrılır; serbest akifer(kil, kum ve çakıllı ortamlarda- delta ovaları bu tür akiferlere örnektir), basınçlı akifer( iki geçirimsiz tabaka arasında bulunan geçirimli tabakada bulunan akiferler-fışkıran kuyular), asılı(tünemiş) akifer(geçirimli bir tabaka içerisinde bulunan killi tabakaların üzerinde bulunan akiferler)
Kaynak:Yer altı sularının doğal yollarla yeryüzüne çıktığı yerlere kaynak denir.
YER ALTI KAYNAKLARININ SINIFLANDIRILMASI
Kaynaklar; sularının sıcaklığına, kimyasal bileşimlerine ve yeryüzüne çıkış tarzlarına göre farklılık gösteririr.
1-Vadi(yamaç) Kaynağı;Yer altı suyunun vadi yamacı tarafından kesilmesiyle vadi (yamaç)kaynağı oluşur. Bu kaynaklar, genellikle vadi içleri ile vadi yamaçlarında görülür. Yamaç kaynakları, bulundukları vadideki akarsuyu besler. Yamaç kaynaklarından çıkan su miktarı mevsimlere göre değişiklik gösterir. Yağışın ve kar erimelerinin olduğu dönemlerde yamaç kaynaklarının debisi artarken sıcak ve kurak dönemlerde düşer.
Vadi kaynaklarının akımı; yer altı sularının beslenme derecesine, sızan ve aşağıya doğru süzülen suların miktarına göre değişkenlik gösterir.
2-Karstik kaynaklar; yer altı sularının kireç taşı, alçı taşı ve kaya tuzu gibi suda kolay çözünebilen kayaçların arasında birikerek tekrar yeryüzüne çıkması sonucu oluşur.
Karstik kaynakların debisi yer altı su seviyesine göre değişiklik gösterir. Bazı karstik kaynaklar eriyen kar sularıyla da beslendiği için yaz aylarında da debileri yüksektir. Örneğin Antalya’daki Manavgat Nehri’nin debisinin yaz aylarında bile yüksek olmasının nedeni karstik kaynaklardan beslenmesidir.
Bazı karstik kaynaklar da yer üstü sularının düdenlerden (suyutan) yer altına girerek yoluna devam etmesi ve tekrar yeryüzüne çıkmasıyla oluşur. Bu tip bol akımlı karstik kaynaklara voklüz adı verilir. Karstik kaynaklar bol miktarda kireç içerir.
3- Artezyen kaynaklar:Geçirimsiz iki tabaka arasında bulunan yer altı sularının açılan sondaj kuyuları ile yeryüzüne çıkması sonucu artezyen kaynağı oluşur. Artezyen kaynakları özellikle yüzey sularının yetersiz olduğu bölgelerde, içme ve tarımsal faaliyetlerde kullanılmaktadır.
4- Fay kaynağı:Fay hatlarının bulunduğu arazilerde fayları takip ederek yeryüzüne çıkan suların oluşturduğu kaynaklara ise fay kaynaklarıadı verilir. Bu tip kaynakların suları sıcaktır, Bu sıcaklığın da etkisiyle geçtikleri yerlerde tabakalardan farklı mineralleri eriterek bünyelerine katar. Bu nedenle fay kaynakları minerallerce zengindir. Kaplıca, ılıca gibi farklı isimlerle de anılan fay kaynaklarından sağlık turizmi ve maden suyu üretimi gibi alanlarda yararlanılmaktadır. Ayrıca büyük fay kaynaklarından yenilenebilir bir eneji kaynağı olan jeotermal enerji elde edilmektedir. Bu kaynaklar, birçok ülkede konutların ısıtılmasında da kullanılmaktadır.
5- Gayzer kaynaklar: Aktif volkanik bölgelerde yer altındaki sıcak suların ve su buharının belirli aralıklarla fışkırması sonucu oluşan kaynaklara gayzer denir. Gayzerler birkaç dakika ile birkaç gün arasında değişen sürelerde fışkırabilirler. Büyük gayzerlerde dışarıya fışkıran subuhar sütununun çapı 3-4 metre, yüksekliği de 30-35 metreye kadar çıkabilmektedir. Püskürme sırasında yüzlerce ton su yeryüzüne atılabilir. Gayzerler ABD, İzlanda, Japonya, Yeni Zelanda gibi ülkelerde yaygın olarak görülür.
YER ALTI SULARINI BEKLEYEN TEHLİKLER
YER ALTI SULARINI TEMİZ KALMASI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
YER ALTI SULARININ OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
Yer Altı Suları: akış halindeki sular yeryüzünü şekillendiriken yer altına sızan sularda yer altında coğrafi şekiller oluşturmaya devam ederler.
Etkili olduğu kayaçlar: Özellikle aşınmaya karşı az dirençli olan Kalker, jips, kaya tuzu ve tebeşir gibi suda kolay çözünen kayaçların yaygın olduğu yerlerde etkilidirler(bu tür kayaçların yaygın olduğu yerlere karstik yöre denir). Bu kayaçların su ile teması sonucu çözünmesiyle oluşan şekiller ise karstik şekiller olarak adlandırılır.
Yer Altı Suları da diğer dış kuvvetler gibi hem aşındırma hem de biriktime yoluyla yeryüzü şekilleri oluştururlar. Bu şekillerin bir kısmı yer yüzeyinde bulunurken iken bir kısmı da yerin altında bulunurlar.
Yer Altı Suları Aşındırma Şekilleri: Yüzeydeki aşındırma şekillerinin başlıcaları lapya, dolin, uvala, obruk, kör vadi ve polyedir.
Lapyalar, karstik şekillerin en küçüğüdür. Kar ve yağmur sularının etkisiyle kayaçların çözünmesi sonucu oluşan kaya yüzeyindeki yarıntılardır. Derinlikleri birkaç santimetre ile birkaç metreyi geçmeyen şekillerdir.
Dolinler, çözünmeyle oluşmuş tava biçimindeki çanaklardır. Bu çanakların derinlikleri 2 ile 50, çapları ise 20 ile 300 m arasında değişir. Karstik aşıım devam ederse dolinler genişleyerek ve başka dolinlerle birleşerek uvalaları oluştururlar.
Uvala, bir kaç dolinin birleşmesiyle oluşan, dolinlere göre daha geniş, polyelere göre daha dar çanaklara uvala denir. Bir kaç uvalada birleşerek polyeleri oluştururlar.
Polyeler, karstik şekillerin en büyükleridir. Çözünmeyle ya da tektonik bir çanakta çözünmenin devam etmesiyle oluşur. Polyelere karstik ova ya da gölova denir. Bazıları göl hâlindedir. Bazıları tabanındaki gidegenin tıkanması-özellikle yağışlı mevsimlerde- sonucu belirli dönemlerde göl hâline gelmektedir. Tabanı kuru olan polyeler, karstik yörelerdeki başlıca tarım alan- larıdır.
Obruklar, yer altı mağaralarının tavanlarının çökmesiyle oluşan doğal kuyulardır. Bu kuyulardan bazılarının derinlikleri 300 metreyi bulmaktadır. Obruklardan bazıları suyla dolarak göl hâline gelmiştir.
Kör vadiler, ağız kısmı kapalı olan vadilerdir. Vadi, yeryüzünde süreklilik göstermez. Bu nedenle çıkmaz vadi olarak da adlandırılır. Vadideki su, düden (su yutan) adı verilen kuyulardan yer altına dalarak akışını yer altından sürdürür.
Mağaralar, yerin altındaki karstik şekillerden biri olan mağaralar, yer altına sızan suların kayaçları çözündürmesiyle oluşur. Uzunlukları birkaç metre ile onlarca kilometre arasında değişir. Derinlikleri ise yüzlerce metreyi bulabilmektedir.
Yer Altı Suları Biriktirme Şekilleri; Karstik şekillerden bazıları ise biriktirmeyle oluşmaktadır. Travertenler, sarkıt, dikit ve sütunlar biriktirme şekillerinin başlıcalarıdır.
Traverten, Yer altı sularının içindeki kalsiyum karbonat suların yüzeye çıkmasıyla karbondioksit açığa çıkar ve kalsiyum karbonat ise çökelir. Çökelen bu materyaller traverten, sarkıt, dikit ve sütunları oluşturur.
Sarkıt, travertenlerin oluş şekline benzer. Yer altı mağaralarının tavanlarından sızan sudaki kalsiyum karbonatın üst üste birikerek aşağı doğru uzaması sonucu şekle sarkıt denir.
Dikit, sarkıtın aksi yönünde gelişir. Aşağıya damlayan sudaki kalsiyum karbonatın aşağıda birikerek yukarıya doğru uzaması sonucu dikitler oluşur. Sütün, Sarkıt ve dikitler zamanla birleşerek sütunları meydana getirir.
EK KAYNAKLAR
Anasayfa