• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=100001891930624
  • https://twitter.com/Suleymanshen
  • https://www.instagram.com/ders.cografya
  • https://www.youtube.com/@cografyatvsuleymansen
Menü Başlıkları
Tanıtım/reklam




Takvim
Tanıtım-Reklam

Tanıtım/Bilgilendirme

Yerleşme Coğrafyası

 Türkiye yerleşme tarihi

DÜNYA'NIN TARİHİ
YERLEŞMENİN BAŞLAMASI, ORTAYA ÇIKIŞI
YERLEŞMEYİ SINIRLANDIRAN FAKTÖRLER
YERLEŞMENİN SINIFLANDIRILMASI

DÜNYA'NIN TARİHİ

Yaklaşık 4,5 milyar yaşında olan "Mavi Gezegen" çeşitli yaşam formlarına, dev yaratıklara, buzul devirlerine sahne olmuş, pek çok canlının sonunu getiren değişimlere maruz kalmış ve bundan yaklaşık 2,4 milyon yıldan beri de insanoğluna ev sahipliği yapmaktadır.
DÜNYA'NIN "İNSANLI" TARİHİ
İnsanın(homo sapiens) 4.Zaman olan Kuaterner'in ilk dönemi olan Pleistosen'de ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Bu Tarih günümüzden yaklaşık olarak 2.4 milyon yıl öncesine denk gelmektedir. 

 ilkel göç yooları İNSAN, YAYILIŞI ve FAALİYETLERİ
İnsanın Doğu Afrika'dan dünyaya yayıldığı ileri sürülmektedir. İnsanın ortaya çıktığı yıllar buzul çağı şartlarının hüküm sürdüğü yıllar olarak kayıt edilmektedir.Bu dönem ayrıca "tarih öncesi çağlar" araştırmalarında de "Paleolitik Çağ"  yani "eski taş devri" olarak kaydedilmiştir.(Paleolitik çağ/alt, orta ve üst olmak üzere üçe ayrılır.) Adındandan anlaşılacağı gibi taş devri, taşı kullanma, ona şekil verme hatta çilalama gibi uğraşılarla, toplayıcılık, avcılık gibi faaliyetlerle M.Ö 12000 yıllarına kadar sürmüştür. (İnsan bu çağın son 400 bin yılında avcılığa, son 300 bin yılından da ateşi kullanmaya başlamıştır. Ateşi kullanan insan doğada güç kazanmış, mağaralara yerleşmeye başlamış, etleri pişirmeye başlaması ile de sindirim sistemi güçlenmiş, daha sağlıklı hale gelerek çoğalma hızlanmıştır). Bu dönemin meskenleri ise mağaralar ve ağaç kovukları olmuştur.
Mezolitk Çağına gelindiğinde(orta taş devri) buzul çağı etkisini iyice yitirmiş, insan kuzeye doğru hareket etmiş, denizler yükselmeye başlamıştır(kıyıların son buzul çağında 90 metre yükseldiği ileri sürülmektedir).
Neolitik Çağ(M.Ö 10.000 yılları);yeni taş olarak adlandırılan dönemde toprak fark edilmiş, tohumlar ve hayvanlar evcilleştirilmiş ve  YERLEŞME başlamıştır.
Bu dönemde tarım bir çok faaliyetin yerini amış, karnını doyurmak için gezen insan tarlasını başında beklemeye başlamış bunu içinde konut yapma gereği duymuştur. Bu amaçla toprak(kerpiç yapımı için), taş ve kamışı kullanarak ilk meskenlerini yapmaya başlamıştır(ilk meskenler kapısız, merdivenle girilip çıkılan şekilde yapılmış).
Neolitik çağla beraber tarıma uygun yerler(verimli ova ve tatlı su kenarları) yerleşim yerleri olarak önem kazanmış ve yavaş yavaş önce köyler sonra şehirler omak üzere yerleşme insanoğlunun hayatına girmiştir.

YERLEŞMENİN TANIMI
İnsanın bir yerde yaşaması, ikamet etmesi 

YERLEŞMENİN BAŞLAMASI, ORTAYA ÇIKIŞI

Yerleşme olgusu yüzbinlerce yılda ve çeşitli aşamalardan sonra ortaya çıkmıştır. İnsan yerleşmeyi çeşitli ihtiyaçlarına çözüm olarak başlatmıştır. Bu ihtiyaçlar şunlardır:
- Doğal şartların (özellikle iklimin) olumsuz etkilerinden korunma ihtiyacı
- Korunaklı bir alanda uyuma ve dinlenme ihtiyacı
- Yabani hayvanlara ve diğer insanlara karşı can güvenliğini sağlama ihtiyacı
- Ürünlerini saklama ihtiyacı 

YERLEŞME YERLERİNİN SEÇİMİ
İnsanoğlu, geçmişten günümüze yaşam için uygun alanları yerleşme yeri olarak seçmiştir. Bu "yaşam için uygun yerler"in  belirlemesinde doğal ve beşerî çevre faktörleri etkili olmuştur.

YERLEŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER(YERLEŞME İÇİN UYGUN YERLER)
- Suyun varlığı,

- Olumsuz hava koşullarınıdan korunmuş alanlar,
- Gıda ihtiyacını kolaylıkla karşılayabilecekleri alanlar,
- Ateş yakmalarını sağlayacak malzemelere yakın yerler,
- Başka alanlara(ihtiyaç duyulan) yakın yerler,
- Konut yapımında kullanılacak malzemelere yakın yerler,

YERLEŞMENİN TARİHİ SÜRECİ(TARİHİ SÜREÇTE YERLEŞME YERLERİ)
- Açık ama güvenli alanlar ilk yerleşme yerleri,
- İklimin soğumasına bağlı olarak ağaç kovukları, işgal edilmemiş mağaralar,
- Ateşin kullanılması ile mağaralar,
- Neolitik çağdan önce sazdan, kamıştan barınakların yapılabildiği alanlar,
- Neolitik çağ ile kerpiçten, taştan meskenlerin yapılabildiği tarım alanlarına yakın yerler(köyler),
- Üretimle birlikte ortaya çıkan takas, takasla başlayan ticaret merkezleri(şehirler)
YERLEŞMEYİ SINIRLANDIRAN FAKTÖRLER

Yeryüzünün her yeri yerleşme için uygun değildir. Bazı yerler ve bölgelerde yerleşme alanları daha yoğunken  bazı bölgelerde daha seyrektir ya da hiç yoktur. Yerleşme alanlarının dağılışını sınırlandıran bazı faktörler bulunur.

Bunlar; su yüzeyleri, yeryüzü şekilleri, kutuplar, kuraklık, ormanlar ve bataklıklardır.

Kutuplar ve çöller karaların %30'unu kaplarlar ki bu da 45 milyon kmdemektir. Geriye 104 milyon kmkalıyor. Bu durumda bile 55 kişi kmye düşen insan sayısı.
SU YÜZEYLERİ
: Dünya yüzeyinin yaklaşık %71’i okyanus, deniz ve göllerle kaplıdır. Bu yüzden su yüzeyleri, yerleşme alanlarını sınırlandıran  en önemli faktörlerden biridir. Ancak son yıllarda bazı  kıyılarda denizlerin doldurulmasıyla yerleşilebilir alanlar ve  tarım alanları elde edilmektedir.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: Yüksek ve engebeli araziler yerleşme alanlarının kurulmasını zorlaştırır. Yükseklere çıkıldıkça sıcaklığın azalması ve engebeli arazilerde ulaşımın zorlaşması, gıda temininin zorluğu yaşamı olumsuz etkiler.  Örneğin yeryüzünün en yüksek yeri olan Himalaya Dağları, engebe ve  yükseltiden dolayı yerleşme alanlarının oldukça seyrek görüldüğü bir yerdir.
KUTUPLAR:Kutup noktaları ve kutuplar çevresinde sıcaklıklar yıl boyunca 0 °C’nin altında olduğu için bu alanlar buzullarla kaplıdır. Bu nedenle kutuplar yerleşme için uygun değildir. Ayrıca Güney Kutbu’ndaki Antarktika, bazı devletlerin araştırma üssü ve istasyonlarının dışında sürekli yerleşme alanlarının olmadığı tek kıtadır.
ÇÖLLER:Çeşitli nedenlerden dolayı yağış miktarının az, sıcaklığın yüksek olduğu bölgelerde kuraklık ortaya çıkar. Kurak alanlarda tatlı su kaynakları genellikle az olduğu için suya olan talep fazladır. Bu yüzden kurak iklim bölgelerinde yerleşme alanları sınırlıdır. Dönencelerde (Sahra, Kalahari vb.) ve Asya Kıtası’nın iç kesimlerinde yer alan çöllerde (Gobi, Taklamakan vb.) yerleşme alanları seyrektir 

ORMANLAR: Diğerlerine göre etkisi az olsa da yerleşmeyi sınırlandıran bir faktörtür. Özellikle tarım alanlarını sınırlandırma özelliği ile yerleşmeyi sınırlandırmaktadır.
Bu alanların geniş yer kapladığı Ekvatoral iklim bölgesinde (Amazon ve Kongo havzaları) yerleşmeler azdır.
BATAKLIKLAR:  Etkisi toplumların gelişmişlik seviyelerine bağlı olarak yerleşmeyi sınırlanduran bir özelliktir. Hollanda bu alanlarda harikalar yaratmışken, gelişmemiş ülkeler için bu alanlar değil yerleşme sağlık sorunlarına yol açan sorunlu bölgeler olmaktadır.
YERLEŞME ÜST SINIRI; Yükseltinin yerleşmeye olan etkisi iklimlerin özelliklerine bağlı olsada genelde olumsuzdur. Çünkü insan faaliyetlerini sınırlandırır, bu da yerleşmeyi engeller. Yerleşmenin bu özelliğine "yerleşme üst sınırı" denir. Sıcak iklimlerde bu sınır yüksek, soğuk iklimlerde ise çok alçaktır. 
ANÖKÜMEN ALANLAR;Üzerinde yerleşmenin olmadığı alanlara denir,
ÖKÜMEN ALANLAR; Üzerinde yerleşminin olduğu ya da olabileceği alanlara denir, 


SANAYİ DEVRİMİNİN YERLEŞMEYE ETKİLERİ; Sanayi Devrimi, daha çok önce zamanlarda yerleşme kriterlerine pek uymayan alanların yeni yerleşim yerleri olmalarına olanak getirmiştir. Yolu olmayan yerlere yol açılmış, suyu olmayan alanlara su getirilmiş, alt yapı kurulmuş, çok katlı konutlar artmış ve yeni yerleşim yerlerindeki nüfus önçekileri katlamıştır.  

YENİ YERLEŞİM YERLERİ; Teknoloji ve bilişimdeki gelişmeler yeni yerleşim  merkezlerinin oluşmasında etken olmaya başlamıştır.

YERLEŞMENİN SINIFLANDIRILMASI


A-KIRSAL YERLEŞME; Temel ekonomik faaliyetlerin tarım, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık az da olsa madencilik ve turizmin de olduğu yerleşmelere kırsal yerleşme  denir. 
Kırsal yerleşmeler;
- Nüfusun büyüklüğüne göre; köy altı yerleşmeler(köyden küçük ve köye bağlı yerleşmeler), köyler ve kasabalar olarak sınıflandırılırlar, 
- Kuruldukları yere göre; ova,orman, vadi,akarsu boyu,deniz kıyısı köyleri

- Dokularına göre; toplu, dağınık ve gevşek dokulu yerleşmeler
- Yerleşme planlarına göre; cizgisel planlı, dairesel planlı, kümesel yerleşmeler
- Ekonomik işlevlerine göre; madencilik, tarım, hayvancılık,balıkcılık

B-ŞEHİRSEL(KENTSEL) YERLEŞME
1-NÜFUS MİKTARINA GÖRE
   * Küçük şehirler; Nüfusu 10.000 ile 100.000 arasında olan şehre küçük şehir

   * Orta büyüklükte şehirler;Nüfusu 100.001 ile 500.000 arasında olana orta büyüklükte şehir
   * Büyük şehirler ;Nüfusu 500.001 ile 1.000.000 arasında olana büyük şehir,
   * Metropoliten şehirler; Nüfusu 1.000.000’dan fazla olana da metropoliten şehir adı verilir.
2-İŞLEVLERİNE GÖRE

   * Turizm şehirleri doğal ve beşerî turizm varlıklarının bulunması sayesinde gelişen şehirlerdir. Miami, Venedik, Barcelona, Roma, Dubai ve Singapur turizm şehirlerine örnek verilebilir. 
   *  Kültürel şehir, bilim, sanat ve eğitim gibi çeşitli kül türel faaliyetlerin ön planda olduğu şehirlerdir. Oxford, Cambridge, Pricenton (ABD) ve Salamanca (İspanya) kültür şehirlerine örnek verilebilir
   * Ticaret şehri, en yaygın olan ticaret şehirleri, genellikle ulaşım hatlarının geliştiği ve ticari faaliyetlerin yoğunlaştığı şehirlerdir. New York, Hong Kong, Shangay, Paris, Londra ve Tokyo ticaret şehirle rine örnek verilebilir. 
   * Liman şehirleri; hinterlandı geniş, önemli koy ve körfezlere sahip olan, ticaretin genellikle liman aracılığıyla ya pılması sonucu gelişen şehirlerdir. Rotterdam, Hamburg, Marsilya, Singapur, Kalküta (Hindistan) ve Shangay liman şehirlerine verilebilecek örnekler arasında yer almaktadır 
   * Tarım şehri, insanların geçimlerini daha çok tarımsal faaliyetlerden karşıladığı şehirdir. Bu şehirlerde az da olsa tarıma dayalı sanayi faaliyetleri yer almaktadır. Bulgaristan’daki Kırcaali şehri tarım şehrine örnek verilebilir. 
   * Sanayi şehirleri, Sanayi Devrimi’ı sonucu ortaya çıkmıştır. Bu şehirler, diğer sektörlerin gelişmesine de etki eder. Manchester, Tokyo, Düsseldorf  ve Detroit  sanayi şehirlerine verilebilecek örnekler arasında yer almaktadır.  
   * Maden şehirleri, önemli yer altı kaynaklarına bağlı olarak gelişen şehirlerdir. Essen (Esın), Kerkük, Kiruna (İsveç) ve Pittsburg (Rusya) bu şehirlere örnek verilebilir. 
   * İdari şehir, bir ülkenin, bölgenin ya da uluslarası bir kuruluşun yönetim merkezinin bulunduğu şehirlerdir. Londra, Brüksel, Paris, Washington, Ottawa ve Moskova bu tür şehir lere örnek verilebilir.
   * Dinî şehir bir veya birden fazla dinî inancın merkezi ya da kutsal değerlere ve mekânlara sahip olan  şehirlerdir. Mekke, Medine, Kudüs, Roma ve Lhasa (Tibet-Çin) dinî şehirlere örnek verilebilir. 

ŞEHİRLERİN ETKİ ALANLARI
Şehirlerin etki alanının sınırları, sahip olduğu işlevsel özelliklerle yakından ilgilidir. Ne kadar çok özellik taşıyorsa etki alanı da o kadar geniş olur. Örneğin fonksiyonel özellikleri az olan bir şehir, daha çok yakın çevresindeki kırsal alanları etkilerken çeşitli ve önemli fonksiyonlara sahip şehirler ise dünya çapında bir etki alanı oluşturabilmektedir. Şehirler; etki alanları bakımından küresel, bölgesel ve yerel etkiye sahip şehirler olmak üzere üçe ayrılır.

Küresel Etkiye Sahip Şehirler: Ulusal ve uluslararası ticaret, borsa, bankacılık, sigortacılık, ulaşım gibi ekonomik faaliyetlerinin  yanında bilim, teknoloji ve sanatta uzmanlaşmış kurum ve kuruluşların yer aldığı şehirlerdir. Dolayısıyla bu tür şehirlerde ortaya çıkabilecek sosyal, ekonomik ve siyasi olaylar tüm dünyayı etkilemektedir. Küresel etkiye sahip şehirler genellikle gelişmiş ülkelerde yer almaktadır. New York(ABD’nin en büyük şehri olan), bu anlamdaki şehirlere en iyi örnektir.
Neden küresel etkiye sahip?
ABD’nin ve dünyanın önemli şirketleri,
Birleşmiş Milletler Genel Merkezi,
Sivil toplum kuruluşları,
Ulusal ve uluslararası medya kuruluşları,
Dünya’nın en önemli finans merkezlerinden olan New York Borsası,
Bir çok eğitim ve kültür faaliyet merkezleri,
New York limanı,
Wall Street bu şehirde yer almaktadır.

1929 yılında New York Borsası’nda yaşanan “Büyük Buhran” adı verilen büyük ekonomik krizin sonuçları küresel olmuş, dünyanın birçok ülkesinde ekonomik çöküntü yaşanmış, binlerce şirket batmış ve milyonlarca insan işsiz kalmıştır.

Şanghay,Londra, Paris, Frankfurt, San Francisco, Tokyo, Singapur ve Hong Kong diğer küresel etkiye sahip şehieler arasındadır.

Bölgesel Etkiye Sahip Şehirler: bu şehirlerde meydana gelen toplumsal, ekonomik ve siyasal olaylardan biri yada bir kaçı hem olduğu ülkeyi hem de o ülkeye yakın diğer bir kaç ülkeyi etkiler. Mesela Tahran’ın  etki alanı İran ve Orta Doğu ve Asya Kıtası ile sınırlıdır.  Mexico City , Jakarta, Kiev,Wellington bölgesel etkiye sahip şehirler arasındadırlar.

Yerel Etkiye Sahip Şehirler, Dünyadaki şehirlerin önemli bir kısmı, yerelde etkili olup daha çok tarım ve tarıma dayalı sanayi faaliyetleriyle ön plana çıkmaktadır

ŞEHİRLEŞMENİN SONUÇLARI

EK KAYNAKLAR

 

Konu videosu izle https://www.youtube.com/watch?v=Hwosc8HP80o
Konu


sınavı http://www.suleymansen.com/FileUpload/op42022/File/yerlesme_sinavi.pdf

Görsel http://www.suleymansen.com/FileUpload/op42022/File/caglar.jpg  

Anasayfa

Belki bir gün...
Kendin için,ailen için, devlet için ve hatta dünya için daha da önemlisi insanlık için kendini çok iyi yetiştir, geleceğe iyi hazırlan. Zira bunlardan biri, belki bir gün sana ihtiyaç duyabilir. 
                                   Süleyman ŞEN
VİZYONUMUZ
Dünya'yı bilen, onu önemseyen, barışçıl bireyler yetiştiriyoruz.
MİSYONUMUZ
Görevimiz; rehberi bilim olan, araştıran, sorgulayan, öğrenen ve kendini gerçekleştiren, hoşgörü ve manevi değerleri yüksek, toplumsal çürümeye panzehir olmuş, insanlığın olgunlaşmasını hızlandıran, evrensel değerleri fark etmiş ve içselleştirmiş, yaşanabilir bir dünya taraftarı olan bireylerin yetişmesine katkı sağlamaktır.
Anket
Sizce okul başarısızlığının nedeni nedir?
Hava Durumu
Site Haritası
Kamu Spotu

 

 

 

Tanıtım/Bilgilendirme

ATATÜRK FİLMİ 1-2