Türkiye'de Erozyon
Erozyon
Toprak örtüsünün yağmur ve kar sularının yüzeysel akışıyla (seyelan); yağmur damlaları, akarsu veya rüzgârın etkisiyle aşınıp süpürülmesine erozyon adı verilir.
Erozyon çok yavaş gerçekleşen, gözlenmesi zor ve doğrudan ölüme sebep olmayan bir doğa olayıdır. Bu sebeplerden dolayı çoğu zaman doğal afet olarak algılanmamaktadır.
Tarımın temel unsuru olan toprak değerli bir kaynaktır ve tarım alanlarındaki verimli toprakların erozyon sonucunda aşınması tarımsal potansiyeli düşürür. Erozyon sonucunda, tarım alanlarının verimsizleşmesi ve tarım üretiminin düşmesi göçe neden olur.
Türkiye, jeomorfolojik yapısından dolayı erozyonun şiddetli olduğu ülkelerdendir. Toprak kaybı konusunda dünya ortalamasının iki katından daha fazlayız( dünyada km2 başına taşınan toprak miktarı yılda 368 ton iken bu değer Türkiye’de 600 ile 800 tondur).
Türkiye’de erozyon; tarım alanlarının %59’unda, orman alanlarının %54’ünde, mera alanlarının da %64’ünde oldukça aktif olarak görülmektedir.
Ülkemizde eğimin etkisinden dolayı daha çok su erozyonu etkilidir. Diğer erozyon nedenleri su kadar etkili değildir(buzul ve rüzgârlar).
Karapınar (Konya) çevresinde görülen rüzgâr erozyonu topraklarımızı tehdit eder duruma gelmiştir.
Ülkemizde erozyonun çok olmasının başlıca nedenleri;
- yer şekilleri(jeomorfolojik yapı)
- bitki örtüsü
- iklim koşullarıdır.
- Engebenin fazla, bitki örtüsünün cılız olması(en önemli neden),
- Yağış rejiminin düzensiz olması(kurak dönemde parçalanan toprak parçaları yağışlı
dönemde kolay taşınmaktadır),
- Yağışların özellikle iç kesimlere sağanaklar şeklinde düşmesi,
- Erozyonun büyük bir kısmının tarım alanlarında meydana gelmektedir( bu da erozyona insan etkisini açıkça ortaya koymaktadır),
- Tarım alanlarımızın yaklaşık 3/4’ünde erozyon gerçekleşmektedir. Bunun nedenleri;
- Tarlaların eğim yönünde sürülmesi,
- Çok eğimli yamaçların tarıma açılması,
- Nadas uygulaması,
- Hayvanların meralarda aşırı otlatılması ve bitki örtüsünün tahrip edilmesi,
- Ana kayanın yapısı yani dirençsiz bir yapıda olması.
Erozyonun sonuçları;
Verimli tarım alanlarının kaybı
- Toprağın verimli üst kısmı taşındığından verimi azalmaktadır, bu durum toprağın verimsizleşmesine ve tarımsal üretimde olumsuzluklara neden olmaktadır.
Gelecek nesillerin yoksulluğuna neden olma
- Toprak sürdürülebilir bir yaşam için hayati bir varlıktır. Onun varlığı ve kullanımı hem şimdiki hem de gelecek nesiller için çok önemlidir. Bundan dolayı gelecek kuşaklara yaşanılabilir bir ortam bırakmak temel görevlerimizdendir. Uzun yıllar boyunca oluşan toprağın daha kısa bir zamanda erozyonla taşınarak yok olmasına asla izin verilmemeli. Her türlü şartlar altında topraklarımızı erozyona, kirliliğe ve amaç dışı kullanımlara karşı korumalıyız.
Baraj ve gölletlerin kısa ömürlü olması
- Erozyona maruz kalan topraklar, akarsular vasıtasıyla baraj göllerine taşındığı için bu alanların kullanım ömürleri kısalmaktadır. Ülkemizde ki barajların ömürleri 70-80 yıl olarak düşünülmektedir.
Çölleşme
- Şiddetli erozyon, çölleşme riskini iç kesimlerde yer alan Konya, Iğdır ve Şanlıurfa gibi illerin bazı kesimlerinde kendini göstermeye başlamıştır.
Erozyonun önlenmesi içn neler yapılmalıdır
- Ağaçlandırma yapılmalıdır.
- Araziler araştılımalı toprak yapısına göre kullanılmalıdır.
- Halkın eğitilmesi çok önemlidir.
- Arazilerin kullanılmasına önem verilmeli özellikle meraların aşırı otlatılmasından kaçınılmalıdır.
- Keçilerin otlatılması önlenmelidir.
- Ağaçların kesilmesi ve tarla alanları yapılmasının önüne geçilmelidir.
- TEMA vakfının çalışmaları desteklenmelidir.
- Doğayı ve doğal kaynakların koruma konusu devlet politikası olmalıdır.
Tema Vakfı http://www.tema.org.tr/web_14966-2_1/index.aspx#
https://gelecegenefes.com/
Anasayfa