"En önemli ve en feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretle olur". Mustafa Kemal ATATÜRK
Türkiye iklimi üzerinde en etkili olan etmen yukarıda belirtilmeye çalışılan eksen eğikliği ve bunun sonuçlarıdır. Bu etken 'matematik konumu' etkisi başlığı altında işlenmektedir.
TÜRKİYE İKLİMİNE ETKİ EDEN İKİ 'KONUM'
"Özel Konum" ve "Matematik Konum" ülkemizin iklim özelliklerini etkileyen iki önemli faktördür.Bunlar;
Göreceli(özel) konumun etkileri;
Göreceli(özel) konum özelliklerine bağlı olarak ülkemizde iklim özellikleri çok değişkenlik gösterir.Dağlık özelliği olan ülkemizin ortalama yükseltisi (1132 metre) fazladır ve bu durum doğu-batı yönünde çok farklıdır. Yükselti doğuya doğru artar. Yükselti ile sıcaklık ters orantı olduğu için doğuya doğru sıcaklık azalır. Örneğin aynı yaklaşık aynı enlemde olmalarına rağmen yükseltinin etkisine bağlı olarak, Çanakkale Ankara'dan, Ankara'da Erzurum'dan daha sıcaktır.
Dağların kıyıya uzanış şekilleri de iklimler üzerinde etkilidir. Akdeniz ve Karadeniz’de dağların kıyıya paralel uzanması, nemli hava kütlelerinin iç kesimlere ulaşmasını engeller. Bu nedenle iç bölgelerde kurak iklim şartları etkilidir. Ancak Batı Anadolu’da dağların kıyıya dik uzanması, nemli hava kütlelerinin iç kesimlere kadar ulaşmasını sağlamıştır. Ülkemizin etrafındaki denizlerin etkisiyle kıyılarda denizel iklim, iç kesimlerde ise karasal iklim özellikleri yaşanır.
Fakat en temel etken matematik konumu gereği Güneş ışınlarının gelme açılarının etkisidir.Türkiye orta kuşakta yer alır. Bu durumun iklim üzerinde çok önemli etkisi vardır.
- En düşük sıcaklıklar, yüksek kesimlerde özellikle Kuzeydoğu Anadolu ile Doğu Anadolu’da görülür.
- Sıcaklık değerleri, Karadeniz kıyılarında denizelliğin etkisiyle Orta Anadolu ve Doğu Anadolu’ya göre daha yüksektir.(Bu durum enlemin etkisine terstir)
- Ülkemizde en yüksek sıcaklık Mardin / Kocatepe’de (14 Ağustos 1993, 48,8 °C), en düşük sıcaklık ise Van / Çaldıran’da (9 Ocak 1990, -46,4 °C) ölçülmüştür.
- En yüksek yıllık ortalama sıcaklık Hatay / İskenderun’da (1962, 21,3 °C), en düşük yıllık ortalama sıcaklık ise Kars / Sarıkamış’ta (1972, 1,8 °C) ölçülmüştür
- Matematik konum(enlem), denizlerin varlığı, karasallık, yükselti, dağların uzanış yönü, rüzgarlar ve basınç merkezleri
YEREL RÜZGARLARIN İKLİME ETKİSİ Üç tarafı denizlerle çevrili ve yer şekilleri engebeli olduğundan meltem rüzgârları da ülkemizde çok sık görülür. Hatta bu rüzgârlara yöresel isimler bile verilmiştir. Örneğin Batı Anadolu kıyılarında deniz meltemine imbat, iç kesimlerde dağ meltemine dağ yeli adı verilir. Ayrıca Batı Toroslarda yaz mevsiminde(İç Anadolu yüksek basınç Akdeniz alçak basınç şartlarında) ve Doğu Karadeniz Dağları’nın kuzey yamaçlarında kış mevsimlerinde fön rüzgârları etkilidir. Etkili olduğu dönemlerde sıcaklık 200C yi bile bulur.(Doğu Anadolu'da kışın etkili olan Yüksek basıncdan dolayı).
Ülkemizde etkili olan sıcak yerel rüzgârlar; kıble, lodos ve samyelidir.
- Güneyden(1800 )den esen kıble, uzun süre etkili olursa Akdeniz’den aldığı nemi yağış olarak brakabilir.
- Güneybatıdan(2250) den esen lodos da deniz üzerinden geldiği için devamında yağış oluşturur. Bu rüzgâr ayrıca tarım ürünlerinin erken olgunlaşmasına, soba zehirlenmelerine vb. durumlara neden olur.
- Güneydoğudan(1350 )den esen samyeli (keşişleme) ise sıcak ve kuru bir çöl rüzgârıdır.
- Ülkemizde etkili olan soğuk yerel rüzgârlar karayel, poyraz ve yıldızdır.
- Kuzeybatıdan(3150 ) den esen karayel ve kuzeyden esen (00 )den yıldız, sıcaklıkları önemli ölçüde düşürerek kar yağışlarına neden olur. Karadeniz’de ve Marmara Denizi’nde zaman zaman fırtınalara yol açar.
- Poyraz ise kuzeydoğudan(450 )den eser ve etkili olduğu zamanlarda sıcaklıkların düşmesine neden olur.
Ayrıca ülkemizin iklimine Batı Rüzgarları da matematık konumu gereği etki etmektedir.
Eteziyen rüzgarları; Nisan ayından itibaren Kuzey Avrupa üzerinden bulunan suptropikal yüksek basınç alanından güneydoğudaki Basra alçak basınç alanına doğru esen rüzgarlara denir. Marmara ve Ege böl. etkiler, serin karakterlidir.
.(ayrıca bakınızhttp://www.suleymansen.com/?pnum=442&pt=R%C3%BCzgarlar)
Ülkemizde nem oranı, kıyı bölgelerimizde fazlayken iç kesimlere gidildikçe azalır. Nem oranının en fazla olduğu yer Karadeniz kıyıları iken en az olduğu yer ise Güneydoğu Anadolu’dur. Nemin en iyi görünen şekli bulutlardır. Bir kaç Özellik;
TÜRKİYE'NİN BULUTLULUK DURUMU
- Ülkemizde bulutluluğun ve yağış oranının en az olduğu mevsim yazdır. Yıllık bulutluluk oranının en fazla olduğu yer, Karadeniz kıyılarıyken en az olduğu yer Güneydoğu Anadolu’dur.
GÜNEŞLENME SÜRELERİ
- Bulutluluk hali güneşlenme süresi de etkilemektedir . Aralarında ters bir orantı verdır. Güneşten yararlanabilme süresine güneşlenme süresi denir. Güneşlenme süresinin en az olduğu yer Karadeniz kıyıları, en fazla olduğu yer ise Güneydoğu Anadolu’dur.
SİS HARİTASI
- Yıllık ortalama en fazla sisli günler İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Trakya’nın iç kesimlerinde(bu alanlar hava kütlelerinin karşılaşma alanaları olmasından dolayı); en az ise Akdeniz ve Batı Anadolu kıyılarında görülür.
BUHARLAŞMANIN DAĞILIŞI
- Mutlak konumumuza bağlı olarak yıl boyunca en fazla buharlaşma, Güneydoğu Anadolu’da; en az buharlaşma ise Karadeniz kıyılarında görülür.
DON OLAYI VE ETKİLİ OLDUĞU ALANLAR
- Günün herhangi bir anında sıcaklığın 0 °C’nin altına düşmesiyle don olayı yaşanır. Ülkemizde don olayları iç kesimlerde daha fazla, kıyılarda ise daha az yaşanır. Donlu gün süresi, en uzun (ortalama 6 ay) Kuzeydoğu Anadolu’da; en kısa (ortalama 1-2 gün) Akdeniz kıyılarında görülür.
-KARASALLIĞIN İKLİME ETKİSİ
Nem, su ve yağış yetersizliği anlamına gelen kuraklık, Karadeniz kıyı kuşağı hariç ülkemizde çok etkilidir. Kuraklık, en fazla Güneydoğu Anadolu’da(Basra TAB etkisi söz konusu), İç Anadolu; en az ise Doğu Karadeniz kıyılarında etkilidir. Kuzeydoğu Anadolu’da da yaz yağışlarından dolayı kuraklık az görülür.
Bu basınç merkezlerine örnekler;
- Arap Yarımadası’nda oluşan termik kökenli Basra TAB, yaz mevsiminde aşırı sıcak ve kurak günlere neden olabilir.
- Asya Kıtası’nın kuzeyinin aşırı soğumasıyla oluşan Sibirya TYB, kış aylarında bazı günlerin çok soğuk ve ayaz geçmesine neden olabilir.
- Kuzeybatı Avrupa’dan hareket eden İzlanda DAB, ülkemizde kış mevsiminin daha ılık ve yağışlı geçmesine neden olabilir.
- Asor DYB ve Akdeniz üzerinden gelen gezici basınç merkezleri ülkemizde yıl boyunca etkili olabilir. Daha çok yazın etkili olup Ege ve Akdenizde yazların kurak geçmesinde etkilidir.
- Ülkemizde yağışların mevsimlere dağılışında bölgeler arasında büyük farklılıklar görülür.
- Karadeniz kıyı kesiminde yağış rejimi kısmen düzenliyken diğer bölgelerde düzensizdir.
- İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun büyük bir bölümünde ilkbahar yağışları fazladır.
- Akdeniz, Batı Anadolu, Marmara kıyıları ve Güneydoğu Anadolu’nun batısında
kış yağışları daha fazladır.
- Kuzeydoğu Anadolu’da ise en fazla yağış yaz başlarında düşer.Sıcaklıkların arttığı dönemde ısınan havanın yükselmesiyle konveksiyonel (yükselim) yağışlar oluşur. Bu yağışlar, İç Anadolu’da kırkikindi adını alır ve genellikle ilkbaharda görülür.
- Kuzeydoğu Anadolu’da ise yükseltinin etkisiyle yaz mevsiminde oluşur.
- Yatay yönde haraket eden nemli hava kütlelerinin yamaç boyunca yükselmesiyle orografik (yamaç) yağışlar oluşur. Karadeniz ve Akdeniz kıyılarının denize bakan yamaçlarında bu yağışlar daha sık görülür.
- Mutlak konumumuza (orta kuşak) bağlı olarak farklı özellikteki hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında cephesel (frontal) yağışlar oluşur. Bu yağışlar; tüm bölgelerimizde görülmekle birlikte Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarında daha fazladır. Cephesel yağışlar, ülkemizde genellikle kış mevsiminde oluşur.
Ülkemizde bugüne kadar kayıt altına alınmış;
- En yüksek basınç Zonguldak / Ereğli’de (01 Ocak 1973, 1045,2 mb),
- En düşük basınç ise Van / Başkale’de (21 Şubat 2001, 747,2 mb) ölçülmüştür.
- En yüksek rüzgâr hızı Tokat’ta (01Ocak 1978, 48,9 ms) ölçülmüştür.
- En yüksek kar kalınlığı Bitlis’te (Şubat 1954, 525 cm) ölçülmüştür.
Ülkemiz, mutlak konumu itibarıyla ılıman iklim kuşağı içinde yer alır. Bu özelliğe rağmen küçük sayılabilecek bir alanda üç iklim tipi ve bu iklip tipleri arasında geçiş özelliği taşıyan geçiş tipleri var. Sonuç olarak, ülkemizde iklimler sınıfl andırılırken kesin sınırlar çizmek mümkün değildir. İklimler arası geçiş dereceli gerçekleşmektedir.
Akdeniz ve Karadeniz iklimi ile karasal iklim, ülkemizde etkili olan üç büyük iklim tipidir.
- Bu iklim, Akdeniz ve Batı Anadolu kıyılarında belirgin olarak görülür. Ayrıca Marmara Denizi kıyıları, İç Batı Anadolu, Göller Yöresi ve Güneydoğu Anadolu’nun batısında da bu iklimin özellikleri hissedilmektedir.
- Yazlar oldukça sıcak, kurak ve uzun; kışlar ise ılık, yağışlı ve kısa sürer. Bu iklimin tipik olarak görüldüğü Akdeniz kıyılarında don olayı az görülür. Kuzeye Marmara kıyılarına doğru enlemin, iç kesimlere doğru da yükselti ve karasallığın etkisi ile yazlar daha serin, kışlar daha soğuk geçer ve yaz kuraklığı daha az hissedilir.
- Yağış rejimi diğer iklim tiplerine oranla düzenlidir. Yazlar serin, kışlar ılıktır. En fazla yağış sonbahar, en az ise ilkbaharda düşer.
- Karadeniz kıyılarında etkili olan bu iklim (Görsel 1.120.), yeryüzü şekillerinin özelliklerine göre iç kesimlere sokulabilmektedir. Örneğin Doğu ve Batı Karadeniz’de dar bir kıyı şeridinde görülen bu iklimin etkileri Orta
Karadeniz’de iç kesimlere kadar sokulabilmektedir.
- Karadeniz’den esen rüzgârların, denize paralel uzanan dağlara temas edip yükselmesi ile oluşan yamaç yağışları bu iklimin karakterini belirler. Bu nedenle her mevsim yağışlı olan bu iklimde günlük ve yıllık sıcaklık
farkları azdır. Ülkemizde en fazla yağışlar bu iklimin etkili olduğu yerlerde görülür.
- Ülkemizde yeryüzü şekilleri ve yükseltinin etkisine bağlı olarak denizellik, iç kesimlere yeterince sokulamamaktadır.
- Bunun bir sonucu olarak iç kesimlerde günlük ve yıllık sıcaklık farklarının
fazla, kışların uzun ve soğuk, yazların ise sıcak ve kurak olduğu karasal iklim özellikleri hüküm sürmektedir.
- Yükseltinin arttığı alanlarda yaz süreleri kısa,don olayları daha fazladır.
- Özellikle Kuzeydoğu Anadolu, bu yönüyle ülkemizde yıllık ortalama sıcaklıkların en düşük olduğu yerdir.
- İç kesimlerde ilkbahar mevsiminde yaşanan hava koşulları burada yaz mevsiminde görülür.