• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=100001891930624
  • https://twitter.com/Suleymanshen
  • https://www.instagram.com/ders.cografya
  • https://www.youtube.com/@cografyatvsuleymansen
Menü Başlıkları
Tanıtım/reklam




Takvim
Tanıtım-Reklam

Tanıtım/Bilgilendirme

Süleyman ŞEN EĞİTİME DAİR
ssen_2009@hotmail.com
Eğitim ve Öğretim
22/08/2011

Eğitim ve Öğretimi
Başarmak Zorundayız
«... Milleti kendi benliğine sahip yapmayan, milleti asırlarca kendi hakkında gafil bulunduran hep bu cehalettir Hükümdarların, şunun, bunun, milleti esir gibi, köle gibi kullanmaları, bütün vatanı kendi özel mülkleri gibi düşünmeleri, hep milletin bu bilgisizliğinden istifade edilmek sayesinde idi Gerçek kurtuluşu istiyorsak, her şeyden evvel, bütün kuvvetimiz, bütün süratimizle bu cehaleti ortadan kaldırmaya mecburuz...» M. Kemal ATATÜRK
Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu M. Kemal ATATÜRK'ün yukarıda belirttiği gibi toplumların yok olmasının temel nedeni o toplumu kemiren, yok eden cehalettir. Cehaletin panzehiri ise hiç kuşkusuz eğitim ve öğretimdir.
Değerli paydaşlar, 21. yüzyılın en önemli değerlerinden biri de nitelikli insan gücüne sahip olmaktır. Toplumlar bu bilinçle eğitim-öğretimlerini tasarlamakta, okullarını, öğretmenlerini ve diğer eğitim-öğretim kurumlarını bu amaç doğrultusunda geliştirmektedirler. Bu çağdaş değer doğrultusundan hareketle, bizler de okullarımızda çağı yakalamaya çalışıyoruz. Özellikle ikinci milenyuma girerken okulumuzda büyük adımlar atmaya başladık ve başarılı sonuçlar da aldık. Yarım gün eğitimden tam gün eğitime, kuru eğitimden multi medyalı eğitime geçtik. Bu gün uyguladığımız derslik sistemi ise bu anlamda diğer bir farkımızı belirtmektedir. Peki bunlar yeterli mi? Hayır. Asla yetmeyecektir, yetmiyor da zaten. Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün oluşturduğu istatistik sonuçları göz önüne alındığında, başarı seviyemizin istediğimiz yerde (ilk beşte) olmadığı anlaşılmaktadır. Bu duruma derhal müdahale etmek zorundayız. Çünkü kaliteli eğitimden uzaklaşmaya başladığımızda cehaletin kucağına kendimizi teslim etmiş oluruz ki bu hiç de istenilen sonuç değildir. Tam bu durumda biz öğretmenlere, öğrenci velilerine (daha doğrusu ailelere), okul yöneticilerine ve eğitim-öğretim tasarlayıcılarına önemli görevler düşmektedir. Tabi sevgili öğrencileri de buraya dahil etmek gerekir.
Eğitim-öğretim paydaşları olarak evvela bulunduğumuz noktayı gözden geçirerek öz eleştiride bulunmamız gerekir. Sınıf öğretmenleri, öğrencilerin okulu sevme konusunda, öğrencilerde gözlenen sorunların tespitinde, çözümünde, paylaşımında, okuma alışkanlığı kazanmalarında, demokrasiyi öğrenme ve uygulamalarında, bireysel kimlik kazanmalarında, olumlu davranış geliştirmelerinde ki etkilerini tekrar gözden geçirmeli ve bunun muhasebesini yapmalıdırlar. Branş öğretmenleri, öğrenci psikolojisi konusunda bilgilerini, öğrenciyi bireysel olarak tanıma yöntemlerini, öğrencileri motive etme becerilerini, Ölçme ve değerlendirme bilgilerini, alan bilgilerini sorgulamalıdır.
Okul yöneticileri, okulun fiziki yapısı, öğrencilerin sosyal-ekonomik durumları, öğretmenlerle olan ilişkileri, sınıf ihtiyaçları, eğitim destek unsurları, okul-veli ilişkileri konularında öz eleştiri yapmalı, bu alanlardaki gözlemlenen eksiklikler kesinlikle zaman kaybetmeden çözüme kavuşturmalıdırlar. Eğitim-öğretimin diğer önemli parçası olan öğrenci aileleri de her fırsatta okula destek olma, öğretmenlerin önerilerini dikkate alma, öğrencilerde sorumluluğunun oluşmasına katkı sağlama, öğrencilere tam destek olma (öğrencinin her istediğini alma destek değildir), evde sağlıklı öğrenme ortamları yaratma, eğitimin önemini kavratma gibi konularda kendilerini sorgulamalı ve gözden kaçan durumlara yeni yaklaşımlar getirmelidirler. Eğitim-öğretimi tasarlayanlar ise bilimsel araştırmalar ve gözlemlere dayanan, ülke şartlarına uygun, evrensel geçerliliği olan, kaliteli eğitim programları hazırlama sorumluluklarını hatırlamalıdırlar. Bu zincirin son halkası olan öğrenciler ise kendilerini iyi yönetmeleri, çağın gerisinde kalmamaları ve kendilerine iyi bir yatırım yapmalıdırlar.
Eğer bizler üzerimize düşen görevleri yapmada geri kalırsak bilelim ki toplumda yozlaşma hız kazanır ve çağdaşlaşma yolunda büyük kayıplar vermek zorunda kalırız. Biz cehaletin bedelini çok ağır ödemiş bir milletiz. 15. yüzyılda yakaladığımız bilimsel ve kültürel başarıyı kaybetmemizin temel nedeni eğitim-öğretimi ihmal etmiş olmamızdır. "Eğitim-öğretim en mühim meselemizdir" diyen M. Kemal ATATÜRK var olmamızı ve gelişmemizi eğitime bağlamıştır.



1413 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KÜRESEL EĞİTİM DEĞERLERİ - 17/04/2017
Mesela hangi ülkelerin daha çok barışçıl bir dil kullandığını, hangi ülke çocuklarını bu yönde geliştirdiklerini bilmiyoruz.
EĞİTİMDE BAŞARI ÜTOPYA DEĞİL - 23/11/2014
EĞİTİMDE BAŞARI ÜTOPYA DEĞİL
MÜFREDAT ve SÜRE - 04/06/2014
MÜFREDAT VE SÜRE
EĞİTİMDEN SORUNLAR ve ÇÖZÜMLER - 23/06/2013
Zaman su gibi akıp gidiyor, biter mi dediğimiz “zamanlar” farkına varmadan geçip gidiyor ve yeni başlangıçlar bizleri bekliyor.
KURŞUNLARA GELMEYELİM - 14/03/2013
KURŞUNLARA GELMEYELİM Başlığa bakıp ta doğrudan insanı öldüren kurşundan bahsettiğimi zannetmeyin
Sınıfta On-Line Olmak - 24/11/2012
Son zamanlarda iletişim alanını da büyük gelişmeler oluyor. Bizde ülke olarak bu gelişmeleri yakında takip ediyoruz
2014'e Doğru Anadolu Liseleri ve Biz - 13/02/2012
2014'E DOĞRU ANADOLU LİSELERİNİN GELECEĞİ Anadolu Liselerinin geleceği eğitim dünyamızın en çok konuşulan konularından bir olmaya devam ediyor.
FARAZİYE-I - 07/01/2012
Hepimiz iş hayatında bazı işlerin işleyişi hakkında ileri-geri konuşmasına bayılırız. Bu, ya hepimizin çok marifetli olmasından ya da başkalarının yaptıkları işlerin gerçek durumları hakkında bilgimizin olmamasından kaynaklanmaktadır
24 Kasım Öğretmenler Günü - 23/11/2011
24 Kasım Öğretmenler Günü Değerli Öğretmenlerim; “En mühim işlerimiz şüphesiz eğitim işleridir” diyen büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK tam bir eğitim gönüllüsüydü. Eğitimi en önemli mesele olarak benimsemişti.
 Devamı
Belki bir gün...
Kendin için,ailen için, devlet için ve hatta dünya için daha da önemlisi insanlık için kendini çok iyi yetiştir, geleceğe iyi hazırlan. Zira bunlardan biri, belki bir gün sana ihtiyaç duyabilir. 
                                   Süleyman ŞEN
VİZYONUMUZ
Dünya'yı bilen, onu önemseyen, barışçıl bireyler yetiştiriyoruz.
MİSYONUMUZ
Görevimiz; rehberi bilim olan, araştıran, sorgulayan, öğrenen ve kendini gerçekleştiren, hoşgörü ve manevi değerleri yüksek, toplumsal çürümeye panzehir olmuş, insanlığın olgunlaşmasını hızlandıran, evrensel değerleri fark etmiş ve içselleştirmiş, yaşanabilir bir dünya taraftarı olan bireylerin yetişmesine katkı sağlamaktır.
Anket
Sizce okul başarısızlığının nedeni nedir?
Hava Durumu
Site Haritası
Kamu Spotu

 

 

 

Tanıtım/Bilgilendirme

ATATÜRK FİLMİ 1-2